1 yıl yani 12 ay yani 365 gün 6 saat… Bu süreç içinde hep bu gün beklenir. Tabi “Amannn doğum günü ne ki “ gibi söylemler hep çıkar ağzımızdan .Hatta o kadar inanır ve kaptırırız ki kendimizi bu söyleme sanki cidden öyleymiş gibi davranırız. Ama derinlerde bir yerde biliriz ki bu böyle değildir. Ve gerçek olanda bu derinden gelen incecik sestir aslında…

Eksik, yanlış, doğru, iyi kötü ne varsa önüne dizersin. Kazançlar ve kayıplar kapışır bu raundda. Ve son gece , son gün adeta kendinle randevulaşırsın, sözleşirsin…Geçmişten yaptığın çıkarımların olgunluğuyla beraber yeni bir güne, yeni bir yaşa ,yeni bir yıla merhaba dersin, ve gülümsersin.. önce tek başına ,içten ve sıcacık…Ve açarsın perdelerini hayata, içeriye giren gün ışığı ve rüzgar fısıldar sana hafifçe “Mutlu yıllar” diyerek. H atta bazen bu fısıltıya yağmur damlaları ve kutup yıldızı da eşlik eder. Ve sen yine gülümser teşekkür edersin onlara usülce… Ve sonraki adım, karşına pek çok dilek tutularak üflenmeyi bekleyen mumlar eşlik eder çeşitli patlarla beraber. Her biri ayrı bir heyecan, ayrı bir samimiyet ve ayrı bir dostluk kokar sanki…Ve o mumları üflemek için gözler kapanır hayallerin yumuşak ellerine teslim edilir ruh adeta…Sanki dilekler, umutlar bir çırpıda gerçekleşecekmiş gibi…
Yenilikler, yeni başlangıçlar, yeni yıllar ve yeni yaşlar hep güzeldirler ve hep beklenirler…Ve bu BEKLEYİŞ işte bu bekleyiş hiç ACI getirmez, saf ve masumdur.
Beni dileklerime, hayallerime bir adım da olsa yaklaştıran tüm dostlarıma, aileme, sevdiklerime çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız iyi ki doğmuşum ve sizleri tanımışımJ
Sign up here with your email