Zaman su gibi akıp gidiyor… Hiçbir zaman durmayacağını ve geçen hiçbir
saniyenin dahi geri gelmeyeceğini biliyoruz… Ama düşünmeden de edemiyoruz geçen
her günü, yapılanları yaşadıklarımızı. Ve yine hayal ediyoruz, hiç durmadan merak ediyoruz.
Evet hepimiz merak ediyoruz ne
olacağını, nerde olacağımızı ,geleceğimizi… Bugün ise avuçlarımızdan kayıp
gidiyor. Ve hiç fark etmiyoruz. Taki ne zamana kadar? Bu günümüz GEÇMİŞ olana
kadar.. İşte ozaman ah vah demeye başlıyoruz. Keşke şöyle yapsaydım, böyle
davransaydım, ah gençliğime dönsem bu aklımla neler neler yapardım falan
filan….Ama bunları düşünürken yani keşkelerle boğuşurken yine içinde
bulunduğumuz anı kaybediyoruz. Resmen bir kısır döngü… Ve bu kısır döngüde
kaldığımız sürece mutlu olmamıza imkan yok. Günü kurtarmamız gerek. Rindane
yaşam felsefesini benimsemeliyiz. Amaç ”
bugünü en iyi nasıl değerlendiririm” olmalı. Çünkü gerçek olan, elimizde olan
var olan tek şey bugün. Bugün bize Tanrının sunduğu en güzel hediyedir. Bir gün
daha sağlıkla uyanabilme şansıdır. Güneşi görebilme, gülümseyebilme,
sevdiklerimizin sesini duyabilme şansıdır. Bir günlük hediye çeki gibi
düşünelim. Onu en verimli ve en iyi şekilde, temel amacın kendimizi mutlu etmek
olduğunu unutmadan doya doya yaşayalım her bir saniyesini. Çünkü bilmiyoruz ki
yarın bu şans olacak mı?
Belki de abarttığımı düşünüyorsunuz. Neyin kafasını yaşıyorsun dediğinizi
duyar gibiyim sankiJ.
Ama inanın yapılması gereken yegane şey bu. Yok yani çok düşündüm, çok yaşadım
ve bu sonuca karar verdim. Düşünsenize (madem seviyorsunuz çok düşünmeyi) neler
yaşadık, kimlere kızdık, kırıldık belki günlerce ağladık, hayata küstük. Ne
oldu peki? Geçti… Biraz fazla, biraz az, belki de hiç hatırlanmamak üzere attık
onları hafızamızın en gerisine değil mi? Ve çoğu kez “ne salakmışız, zamanımı
boşa harcamışım, değmezdi o kadar üzülmeme “ dedik hepimiz. Eee ozaman canımın
içleri her sıkıntının, her üzüntünün, derdin, tasanın, kafamıza taktığımız en
küçük şeyin bile yarın hiçbir öneminin kalmayacağını biliyoruz artık. O zaman
takmıyoruz. Ancak anı, günü hayatı bedenimize, ruhumuza, iyiliğe, insanlığa
faydalı olarak geçirmeyi hedefleyerek yaşarsak mutlu olabiliriz.
Hayata çok anlam yüklemeden ve bizi nereye götüreceğini dahi düşünmeden,
fazla ciddiye almadan yaşamalıyız. Çünkü hayat denilen kaç gün olduğu belli
olamayan ve bize Tanrı tarafından verilmiş günlük hediye çekine benzeyen yaşam
haklarından ibaret… Sağlıkla, huzurla bol sevgiyle geçirebildiğimiz her an, her
gün, her anı bizim şu hayattaki en büyük servetimizdir. Bu gerçeği unutmadan
bol mutlu, servetli, tasasız gün(ler) diliyorum…
Sign up here with your email
1 yorum:
Write yorum1xBet Korean - Sportsbook Review - Legalbet.co.kr
Reply1xbet korean is a sportsbook that specializes in sports betting but with a lot of 1xbet expertise in the market, it is a very easy to see why.